Beni olduğum gibi kabul et.
Muhtemelen yazıp, okumadan paylaştığım en hızlı yazılardan
biri olacak. Yazıdan önce Malcolm & Marie filmini izledim. Genel olarak
ilişkiler ile alakalı izlediğimiz film konularından biriydi. Çok çok farklı ya
da ağzı açık bırakan sahneler yoktu ama sakinliği hoşuma gitti. Film bittikten
sonra bilir kişi olan ben, ilişkiler hakkında konuşmazsam olmaz. İnsan bilmediğini
en çok konuşurmuş tezini tam olarak burada doğrulayabiliriz.
Burada filmde geçen bir cümleyi alıntılamak istiyorum,
spoiler yemek istemezseniz hemen şu an sayfayı kapatmanızda hiç sorun yok.
- “Bir insanın seni sevdiğini, hep yanında olduğunu anlayınca
bir daha onu hiç düşünmüyorsun.”
Kaba tabirle söylemek gerekirse sevgisinden emin olduğumuz,
cepte gördüğümüz her insan sonsuza kadar orada olacak ve beni hep kabul edecek
gözüyle bakıyoruz. Ne kadar yanlış davranırsak davranalım ne kadar haksızlık
yaparsak yapalım beni kabul ediyor nasıl olsa. Olay bu değil mi? Hepimiz bu
yanılgıya öyle ya da böyle bir şekilde düşüyoruz. Kırılma noktası geldiğinde
ise beni olduğum gibi kabul etmediğinin arkasına sığınıyoruz.
Üzerine konuşacak kadar uzman değilim, ama günümüz
ilişkileri dehşet bir taktik ve strateji savaşlarına döndü. İçten içe insanı
tükettiğini farkına varmadan, sadece karşı tarafa dokunduğunu düşünülen o kadar
fazla hareket var ki sakin sakin yaşanılacak her şeyi kaosa dönüştürüp, oradan
besleniyoruz.
Ve ‘cepte görmeye’ gelirsek, sevgisinden emin olduğumuz
insana daha çok sarılmayacaksak, güvende olduğumuzu bildiğimiz alana daha çok
sahip çıkamayacaksak neyin peşindeyiz? Orada sana mutluluk veren, emin
olmadığın bir sevgiyse neden arkanı dönüp gitmiyorsun? Herkesten şikâyetin güven
bulamamak değilse neden güvende olduğun yeri dağıtmaya çalışıyorsun?
Ben neredeyim bilmiyorum, bildiğim tek şey ‘cepte gördüğüm’
birinin olmaması ya da ‘cepte görüldüğüm’ bir noktadaysam, bana orada hor
davranılıyorsa orada durmak istememem olacaktır. Yaşananlar ve olduğumuz zaman
en çok güveni aratırken, bunu bulup heba edeceksem bende iyi şeylerden nasibini
almayan biri olarak bomboş hayatıma devam edebilirim.
Biraz acımasız konuştum sanki, nedenini bilmediğim bir öfke
içerisindeyim. Son zamanlarda farkında olduğum kötü huylu bir hırsımla mücadele
ediyorum. Sanırım tam burada egomla savaşıyorum. Barış imzalamaya niyetli olan
tarafım beyaz bayrağı görmeden durulmayacak gibi. Gördüğünüz gibi sevginin
kollarında polyanna olmak isterken karşıma elinde taş yontmayı bekleyen bir
baltacı çıkıp duruyor.
Ne yazdım ne okudunuz pek bilmiyorum çünkü bunu uykunun kollarında
olmam gereken bir saatte biraz da içimi dökmek amacıyla yazıyorum. Umarım siz israfçılar
olarak sevgiyi cepte harcamazsınız. Size güvenmek istiyorum.
Yorumlar
Yorum Gönder