Yanlış adres.
Bugün size büyük oyundan bahsetmeye karar verdim. Bu arada
umarım iyisinizdir, karantina durumları gittikçe can sıkıcı bir hal almaya
devam ediyorken akıl sağlığınızın yerinde olması en büyük temennim.
Kendimizi nasıl sabote edip, olmasını istediklerimizin olmasını
nasıl engellediğimizi anlatacağım. Daha doğrusu biraz karışık bir durum gibi o
yüzden anlatmaya çalışacağım. Biliyorsunuz karar verirken bir mantıklı
tarafımız konuşur ki sağ olsun hiç susmaz, bir de duygusal tarafımız sağdan
soldan çıkar. Kendimde ise fark ettiğim şu oldu, ben hep duygusal kararlar
aldığımı sanıyorken tamamen beynimin manipülasyonları altındaymışım. İsteklerim
ya da yaptığım davranışlar içten yapmaya gönüllü olduklarım değil de doğru olan
neyse yapılanlardı. Kalbimin isteği neyse onu susturup, yok
saymışım çünkü o yanlış olandı, orası zarar verecek olandı, üzecek olandı.
Bunu nasıl fark ettiğimi anlatayım, çevremde herkesin haklı
sebepleri doğrultusunda karşı çıktığı bir durum söz konusuydu. Çok fazla görüş
alıyordum ve hepsi benim hissettiğimin, inandığımın tam tersi düşüncelere
sahipti. En son tamam ya, dedim. Onlar haklıydı, hepsi aynı şeyi söylüyordu
demek ki benim göremediğim ya da görmek istediğim gibi değilmiş. O yüzden
yapmam gereken neyse öyle davrandım ama asla aldığım karardan memnun değildim.
Çünkü içten içe biliyorum, benim hissettiğim gibiydi. Evet, bunu gösteren bir
davranış, söz yoktu ama biliyordum. Konuyu herkese kapattım, kendime bile
kapattım. Artık buna zaman ayırmak istemiyorum, bir daha o konu önüme gelirse
yapacağım şeyleri sıraladım ve görmezden gelip, arkamda bırakmaya karar verdim.
Ama ne olduysa kalbimde olan inanç bu sefer beni alt etti.
Öyle böyle değil, sürekli bir yerden dürtükleyip bana kanıtlar sunmaya başladı,
o kanıtlarını getirdikçe ben hayır ama böyle böyle oldu, o zaman bu kanıt gidiyor
diyerek o sesi bastırma konusunda çabaya girdim. Ne yaptıysam olmadı, çünkü
artık beynimi ele geçiren bu inanç isyan bayraklarını sonunda çıkardı ve
teslim oldum. Bu konuyu sadece kendime açacağıma söz verdim, kendi içimde halledeceğime
ve kalbim nereye yönlendirirse oraya bakacağıma.
Buna karar verdikten sonra birkaç
gün içerisinde kapımı çaldı, gördüğüm ise kalbim ve hislerim ne diyorsa her şey
tüm çıplaklığıyla oradaymış. Mantıklı tarafım büyük bir sessizlik içerisinde. Şimdi
ise olan her şey sadece bende ve ben bu sefer ne yapacağımı hiç bilmiyorum.
Çünkü daha önce hiç kendimi dinlenemedim, sadece ne yapılması gerekiyorsa onu
yaptım. Ve anladığım şu oldu, tek bir doğru yok. Zaten bu durumlarda doğru diye
bir şeyin olmadığı da aşikâr. Dileğim hissettiklerim doğrultusunda, olmasını da
istediklerimin olması.
Yorumlar
Yorum Gönder