Belirsizliğin dayanılmaz tatlığı!

https://dribbble.com/Marat_Vahitov


Yazmaya başlamadan önce arkada playlistim açık kitaplarımı düzenliyordum. Hadi bir şeyler yazayım, derken çalan şarkıyla selam vermek istedim. Nasılsınız bakalım, görüşmeyeli yine uzun zaman olmuş gibi. 

Kısacık bir yazı geride bıraktık farkında mısınız, bu iş ile kim ilgileniyorsa iki çift laf etmek istiyorum. Yahuuu bu yaz kime yetti de bu kadar kısa sürdü, diye de sormak isterim açıkçası. Bana yetmeyen bu yaz ile kışa giriş yapmak aşırı canımı sıktığı gibi burnumun akmaya başlaması da bir oldu. Bir sonraki yaza kadar ben ve peçetelerim ile hayatıma devam edeceğim kışa hoş bulduk. Kışa olan sitemlerimi de dile getirdiğime göre rahatlayabilirim. 

Neler yaptığınızı, hayatınızda ne gibi değişimler yaşadığınızı aşırı merak ediyorum. Burada yaptığım karşılıklı sohbetlerin bana dönüşünü kafamın içerisinde yapıyorum bazen, sakin olun deli değilim. Merak duygusunu sakince bastırmaya çalışan biriyim sadece :) 

En son size bir yoldan bahsetmiştim sanırım. O yolda çokkk şey yaşandı. Sanırım neler yaşadığımı şu an anlatacak cesarete sahip değilim. Biraz merhamet efendim, diyerek yola devam edebilir miyimmm ✌

Sadece kendimi birine anlatacak olsam, söyleyeceğim ilk cümle şu olurdu; ben belirsizliğe asla katlanamayan bir insanım. Bu duruma ne kadar katlanamıyorsam o kadar belirsizliğe maruz kalıyorum. İyi, kötü ya da olumlu, olumsuz durum her neyse sadece belirli olması beni tatmin etmesine yetiyor. 

Hayatımın hangi noktası olursa olsun, şu birkaç ayda ise verdiğim mücadelelerin, değiştirmek istediğim durumların hepsinden eli boş döndüm. Bilmiyorum, öğrenmem gereken bir şey mi vardı da bu kadar sonuç alamadım. Değiştirmek istediğim şartlar için çabalarken, gittikçe geriye düştüğümü çok sonra farkettim. Sanırım durmam gereken yeri çoktan geçtim. Şimdi ise hepsini birden bıraktım. 

Bırakmanın, durmanın, dinlemenin ne olduğunu anlamaya çalışıyorum. Bu bir başarısızlık mı, başarısızlık ne? Kime göre ya da neye göre? Gerçekten bunları anlamaya çalışıyorum. Bazen dengede kalmak zor oluyor. Kimi zaman kendime şartların adil olmadığını söylerken buluyordum, kimi zaman da kendimi başarısızlığın ortasına tak diye bırakıyordum. 

Şu an ise tamamiyle izliyorum. Neredeyim, nerede olmak istiyorum, hangi şartları elde etmek ya da değiştirmek istiyorum, kendimi iyi hissetmek için ne yapıyorum... gibi gibi bir sürü soru ile boğuşuyordum ki durdum. Gerçek anlamıyla anlamam gereken olduğum yeri farkına varmak. Buranın tadını çıkarmak. Bu zamana kadar olduğum anın, şartın her neyse tadını çıkarmadığım, farkına varmadığımdı. Hep bir sonrası, bir yukarısı, daha iyisi... Çok yorucu! 

Elbette kolay değil. Bence olay anda kalmanın çok ötesinde bir durum. Bunu bile anlamak beni sakinleştirdi. Çünkü anda kalmaya çalışmak, yüzde yüzünü o ana vermek, çaba harcamak bile oldukça can sıkıcı bir durumdu. Bunu yapmaya kafa yorarken anı kaçırdığım zamanları farkettiğimde canım sıkılıyordu :) Şimdi sakinim, ara ara gelen heyecan ataklarının sırtını sıvazlayıp, sakinleştirmeyi öğreniyorum. Yılanın deri değiştirmesine benzetiyorum şu anki halimi. Yeniye yer açmaya çalışırken kaosu yaratmamaya çalışıp, sakince ilerlemeyi öğrenmek istiyorum. 

Bu kadar uzun konuşacağımı düşünmemiştim yahu. Hatta yazabileceğimi bile düşünmemişken neler anlattığıma inanamıyorum. Umarım çok karışmadan, neler anlatmaya çalıştığımı kapmışsınızdır. Ben yazdıklarımı düşününce bu neee, neden, ne alaka diyorum ama işte buradayım yine. 

Drama kraliçeliğinden neye geçiş yaptım bilinmez ama sizin de ne kadar yılan olduğunuzu az merak etmiyor değilim 👀 Daha fazla çenem düşmeden kaçıyorum, bir sonraki durakta tekrar görüşürüzzz ✌

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Telaşsız Bir Hayatın Kıyısında.

Güneşin Doğduğu Yerde Kadınlar Var!

Yorgunluk, Umut ve Sessiz Bir Çığlık.