Sardunya yolu, Demiryolu Hikayecileri.

Kıbrıs'2024

Demiryolu Hikayecilerini biliyor musunuz? Spoiler yememek adına önce hikayeyi dinlemenizi öneririm. Hikaye artık benim de Deniz'in alıştırdığı üzere geceleri uykuya dalarken dinlediğim bir hikayeye dönüştü. Hep sonunu getiremeden uykuya daldığım için aslında hikaye benim için güzel bir yerde bitiyormuş. Taaa ki hikayenin sonunu getirdiğim uykusuz bir geceye kadar. Hikayenin sonunu asla öyle beklemediğim gibi bir de kalbime kocaman bir öküz oturmasına sebep oldu. Biliyorsunuz ki profesyonel bir hayat sorgulayıcısı olduğum gibi bir de başıma bu hikaye çıktı. Burada yüküme yük ekleyen sevgilime sonsuz alkışlarımızı iletiyoruz. Peki, burada beni gecenin bir yarısı tavanın bile dile gelmesine sebep olan sorgulamalar neydi, gelin onu konuşalım.

Arkadaşlar, kahramanımız varlığını kanıtlamak isterken günün sonunda kendini bile bilemeyecek bir noktada kayboluyor maalesef. Kendini var ettiği sanatı onu derin bir yalnızlığın içinde, korku içerisinde ve nereye gideceğini bilmez bir hale getiriyor. Bilmiyorum yorumlamam konusunda ne düşünürsünüz, ama bence bu son -spoiler vermemek adına anlatmıyorum- bizlerin de hayatında olan birçok dönüm noktasından biri. Hepimiz bir noktada tutkumuz dediğimiz heyecanlara kendimizi kaptırdık, oraya giden her yol mübahtır diyerek günün sonunda kendimizi, "Ben ne yapıyorum yahu?" dediğimiz bir an olmuştur. Şahsen benim çok oldu. Belki bir ilişkiye körü körüne bağlanmak olsun, bazen tutkumuz olduğunu ve hayatımızın odak noktası haline getirmek istediğimiz kariyerimiz olsun, hayatımızı idame ettiremediğimiz ama vazgeçemediğimiz hobilerimiz olsun. Bu hikayeden çok da uzak değiliz.

Çok uzun zamandır yoktum, nasılsınız bakalım? Nerelere kayboldum diye soracak olursanız, buradayım işte :) Hastalık sürecim hariç bu kadar uzun süre ayrı kaldığım bir zaman dilimi olmadı. Böyle uzun uzadıya sebep sayacak kadar bir nedenim yok sanırım. Dış dünyayla artan koşturmacamdan dolayı buradan uzak kaldım. Biraz koşturmacalı ve yoğun zamanlar içerisindeydim. Bu arada merak eden dostilerimle arada haberleştik, çok da kaçaklık yapmadım, yani üzerime gelmeyiniz lütfen.

Hayat nasıl gidiyor bakalım? Bu sene yeni yıla girerken çok büyük hayaller içersinde girmediğinizi biliyorum. Devamında yine birkaç ay geçti artık, hiçbir şey olmasa bile kesinlikle bir şeyler olmuştur artık. Bana oradan off, artık oyalanma ve baklaları dökül dediğinizi duyar gibiyim. Efenimmm, hayatımda var oluşsal sancılar çektiğim bir döneme yeniden giriş yapmış bulunuyoruz, alkışları ve ıslıkları duyuyorum. Teşekkürler, teşekkürlerrr.

Çok karmaşık, her şeyin içi içe olduğu bir iki ay geçirdiğimi söylemekle başlayabilirim. Özellikle geçen ay çok garip bir aydı. Bir hafta Girne'de muhteşem bir dağ ve deniz manzarasına bakıp, güneşin muhteşem doğuşu ve batışında huzur içerisindeyken, diğer bir hafta teyzemin ilk kemoterapi seansında yanındaydım. Şimdi ise geçen hafta yuvarlanıp kırmaktan son anda kurtardığım bileğimin iyileşip, Çeşme'nin muhteşem sakinliğinde huzurlu birkaç gün geçirmeyi bekliyorum.

Bazen Deniz'e yakınırken kendimi şımarık bir kız çocuğu gibi hissediyorum. Yani muhteşem bir ilişkim var - lütfen toto kaşımalı bir maşallah-, düzenli bir işim var, sağlığım yerinde, sevdiklerim yanımda daha neyden şikayet ediyorum ki moduna giriyorum? Elbette dört dörtlük bir hayatın içerisinde değilim, ailemle sorunlarım olabiliyor, arkadaşlarıma ve kendime vakit ayıramadığım bir uzun zaman dilimi içerisindeyim vs. vs. Çok enteresan ama bunu şu an size anlatırken fark ettim. Kendimi kötü hissettiğim için bir suçluluk duygusu içerideyim ve neden?

Sanırım o kadar uzun zamandır bu kadar iyi bir durumda olmadığım ve bu duyguları hissettiğim için içten içe bozulacağını düşünüyorum. Bundan dolayı da böyle hissetmem yanlış diye kendime yükleniyorum. Arkadaşlar, bu psikoloji değdiğimiz şey çok enteresan yahu, bunun bir kapatma düğmesi yok mudur acaba sayın yetkililer?

Anlayacağınız, şu an yine hayatın içimden geçtiği bir noktayım. Hissettiğim tüm anların sonunda ortak bir kanıya varıyorum ki o da; hayat gerçekten inanılmaz bir an. Bazen ruhumuzu kemiriyor, bazen o ruhumuz çocuk gibi sevinçten nereye konacağını bilmiyor, bazen de dingin bir deniz gibi hissediyor. Biraz da yazı bekliyorum sanırım. Güneş bana şifa gibi geliyor, sıcaklığını tüm bedenimde hissedince daha da yeniden doğuyor gibi oluyorum.

Bendeki son gelişmeler bunlar dostlarım. Aaaa, durun durun, bir de son zamanlarda içimdeki ergenin hayata isyan ettiği bir şarkıyı size bırakmadan gitmeyeyim. Siz kimin ve neyin şerefine söylemek isterseniz, oraya doğru bağırarak dile getirebilirsiniz. Ben biraz hayata sitemliyim ama aynı zamanda da sonsuz minnettarım. Biraz karışık bir ilişkimiz var, ama günün sonunda yola sokuyoruz her şeyi. Umarım sizin için de yolun sonu hep aydınlık olur.

Aşırı aşırı keyfooo bir tatil diliyorum ve çekiliyorum efenim. 

Kendinize hoş bakın.



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Telaşsız Bir Hayatın Kıyısında.

Güneşin Doğduğu Yerde Kadınlar Var!

Yorgunluk, Umut ve Sessiz Bir Çığlık.